GÜNCELHaber Girişi : 11 Aralık 2008 19:59

Diyanet`ten yorum: `Fetvayı kalbinden al

Diyanet`ten yorum: `Fetvayı kalbinden al
Diyanet İşleri Başkanlığı, bugüne kadar sıkça tartışılan, "fetva" ve "dindarlık" konusuna yine tartışılacak bir yorum getirdi. İyi bir Müslümanın neyi yapıp, neyi yapmaması gerektiğini düzenleyen fetvalar için, "Fetvayı çevreden değil kalbinden al, kendi fetvanı oluştur. Sana verilen bilgileri sorgula" değerlendirmeleri yapıldı. İşine geldiği gibi verilen fetvaya örnek olarak da banka cüzdanına işlenen faiz bölümüne, 'kâr' yazılması örnek gösterildi ve "Bir işlemin adına bakarak değil de onun mahiyetini anlayarak helal olup olmadığına karar verilebilir" denildi. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Şevki Aydın'ın, Diyanet'in aylık dergisine yazdığı yorumlar özetle şöyle:

* PEYGAMBER DE VERSE: Fetvayı veren Hz. Peygamber bile olsa hiçbir zaman fetva, haksızlığı haklılığa, haramı helale dönüştüremez. Kim verirse versin fetva, gerçeği değiştirecek güce sahip değildir.

* KENDİ FETVANI OLUŞTUR: Fetva, her şeyden önce muhatabın düşünme, sorgulama merakını dumura uğratıcı değil; aksine onun bu özelliklerini besleyici, nitelikte formatlanmalıdır. Ancak o zaman fetva, bireyin kendi fetvasını oluşturmasına daha fazla katkıda bulunabilir.

* ÖZEL DİNDARLIK: Birey, bilgi ve formasyonlarıyla din alanında uzmanlaşmış olan insanlardan da yararlanarak dini öğrenip anlayacak; kendi özel dindarlığını formatlayacak gücü kazanacaktır. Aksi takdirde, "Sen fetvanı kendi kalbinden al" düsturuna göre davranamaz.

* ÖZEL ZÜMRE OLAMAZ: İslam dininde ruhban sınıf adıyla bir zümre bulunmaz. Sadece iş bölümünü gerektiren toplumsal hayatın şartları, toplu ibadetlerin düzenli bir şekilde yerine getirilmesi ve dinin öğretimi için din görevlilerine ihtiyaç duyulmaktadır.

* UZMANLARI SORGULA: Bilginlerin din konusundaki yorumu, mutlak doğru değildir; sorgulanmaya açıktır. Müslüman bireye yakışan, din hakkında kendisine sunulan her bilgiyi sorgusuz kabullenme değil de onları sorgulayarak, kendi kararını belirlemektir.